top of page
Search

Kürek Günlükleri, 29 Aralık 2024

  • semintunali
  • Jan 9
  • 2 min read

Updated: Jan 12

29 Aralık 2024, Pazar

Bugün 09.00’da suya indim. Su sporları merkezi normalden daha kalabalıktı. Hafta sonu saat biraz daha geç olduğu için herhalde…Otopark dolu, soyunma odası dolu…Eşyalarımı koyacak bir dolabı zar zor bulup kayıkhaneye gittim. Sanırım bugün kulüpteki en eski tek çiftelerden biriyle indim. Külüstür. Hava rüzgarlıydı. Ya rüzgardan, ya da teknede bir bozukluk olduğu için tekne sürekli sağa çekti. Çoğunlukla sol küreği kuvvetli çekmem gerekti.

Miniatürk’ün iskelesini geçtikten sonra durdum ve karşı kıyıya doğru gittim. Silahtarağa Parkı ve İBB Çevre Koruma ve Daire Başkanlığı Deniz Hizmetleri Müdürlüğü’nün kıyısına denk gelen yerde yine durakladım ve kayda başladım. 45 saniyelik bir video kaydım var. Deniz Hizmetleri Müdürlüğü’nün hizasındaki kıyıda atık, çöp toplama gemileri var. Bu gemilerden çoğunlukla motor gürültüsü gelir ama hiçbirisinde hareket olmadığı için hangisinden gürültü geldiğini anlayamazsınız. Bu sefer yine uğultu vardı ama uğultuyu çıkaran aleti gördüm: gemi üzerindeki vinç. Pençe gibi kocaman atıkları kavramış, güvertenin üstünde, onları yukarı çekiyor. Her zamanki görüntüde martılar var, sesleri de ses manzarasının içinde…en çok da rüzgar sesi duyuluyor.

Daha sonra adalara doğru ilerliyorum ve Tavşan Adası ile Mevlevihane’nin arasına giriyorum. Adanın kıyısında, karada yan yana ayakta asker gibi duran 5 tane kaz var, karşı kıyıya bakıyorlar. Ben telefonu çıkartıp görüntüleyene kadar birden bağırarak suya indiler ve karşı kıyıya doğru yüzmeye başladılar. Arkamdan da kazlar bağırarak geliyor…Kıyıda bir kadın var, ellerinde torbayla gelmiş. Kediler ona gidiyor, martılar, kazlar, ördekler…kadın torbadan avuç avuç bir şeyler alıp suya atıyor (muhtemelen ekmek). Hayvanlar üşüşüyorlar…

Kazların ötüşü adalar civarında baskın. Diğer adanın da arkasından geçip Eyüp’ün oradan Feshane’ye doğru ilerleyip, Haliç Köprüsü’nün altından geçerek bizim iskeleye geri dönüyorum.

Bugün rüzgar zorladı. Körfezin dibine doğru giderken trafik çok boştu. (Bu arada baskın bir ses daha hatırladım. Haliç Kongre Merkezi’nin önünden geçerken kıyıda duran birkaç adam bana seslendi, tezahürat yapar gibi…birisi telefonla çekti…tekne dengesiz olduğu ve kendimi rahatsız hissettiğim için ben ellerimi bırakıp onları çekmedim.) Ama rüzgar zorladı. Zaman zaman sürüklendim. Dönüşte daha kolay çektim, yine de sanki bugün tekne gitmedi. 


Kazların heyecanı görülmeye değerdi. Benim için en eğlenceli yer adalar. İki çifte veya dört çifteye çıktığımda haliyle orada istediğim kadar kalıp hayvanları gözlemleyemiyorum. Aslında kazlar ve ördekler yalnızca adalarda durmuyorlar. Bütün körfezde geziniyorlar. Kürek çekerken her an seslerini duyabilirsiniz. Balıkçılların da kart, kirli bir ötüşü var mesela ama bu ara onları duymuyorum. Adalardan birindeki bir ağaca da karabataklar tünüyor. Kalabalık şehirde, gürültüde, o hayvanların kendi dünyasını orada kurmuş olmasına bayılıyorum.




 
 
 

Comments


© 2023 by Sounds on the Water. All rights reserved.

bottom of page